Bana gelelim ki hakikat dağılsın. Tek bir saydamlığı kalmamışken bile yansımanı takip ederdim baba... Bilmem ki kaçı aşkın, asırlardır tükenmeyensin içimde ve kaç asrın insanlarındaki aşkın hüznü çöküyor yüreğime. Her fedai kendi cennetinden kovulmaz baba, her fedai cennete de konulmaz. Baba her fedai denilene fedai değildir ki zaten ama dinlemezsin öyle değil mi? Kasvetli havalardan alamazsın beni bilirim. O tozlu ayakkabılarımın kenarlarından başlar siyahlar küllenmeye. O kalp kurumuştur nede olsa değil mi anne? Ellerinden cam kırıkları boyunca içtiğim avuç avuç sular boğazıma kesikler atarken şimdilerde, ben yine de içerdim kana kana, kanaya kanaya. Cenneti senin avcunun çizgisidir bende. Öyle alıngandı, öyle ürkek ki gözleri kırılırdı demişsin yıllar önce. Oysa o tanıdık gece her gün içimi kavurur. "Onları susturun ki konuşabildiğimi hatırlayayım."